arama

S I T E - I Ç I - A R A M A :
https://www.google.com/cse

yeni yazı gelince haberdar olun..

sayfayi
izle
it's private
powered by
ChangeDetection

13 Şubat 2013 Çarşamba

KUTSAL’A KARŞI AŞK



 KUTSAL’A KARŞI AŞK
 
Terminolojiye dair bir not: Burada "Kutsal" Türkçedeki "Kut" ya da onun bir türevi anlamında kullanılmamış; Batı dillerindeki "Sanctus" ("sancire" ya da "sanctio"dan türetme: "buyruk", "kanun", "buyurma") ya da "Sacrament" ("sacrare"den türetme: ayırmak, mahkum etmek, ya da kutsallaştırmak) karşılığı alınmıştır.

Kutsaldan bahsetmek nedense bende hep bir mayın tarlasına girmiş olmanın ürpertisini uyandırmıştır. İnsanın uzak durması gereken bir alan belki; ama ne yazık ki müspet duygulardan çok (sevgi, saygı gibi) menfi duygular (başına dert almak) nedeniyle.. Bir de Aşk var tabii ki. Sonuç itibariyle Kutsal’dan daha az tehlikeli sayılmaz. Ama neden Kutsal’la arasında gerilim olan insan Aşk’a teslim olmak için içinde tuhaf bir istek hisseder? 19. - 20. yüzyıllar (sonuçları ne kadar tartışılırsa tartışılsın) aklın ve müspet bilimin insana, topluma ve dünyaya egemen oluşu ile damgalanmıştır. Bu bağlamda dünyada birçok şey geriye dönüşsüz olarak değişmiş olup, inanç ve kanaatlerimiz de bundan etkilendi.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Doğu, Batı ve İlahi Adalet

Doğu, Batı ve İlahi Adalet
Türkiye, beylik tesbitle Doğu ile Batı arasında "köprü"değil, bu ikisi arasında yüzyıllardır en şiddetli mücadelelerin verildiği bir "cephe" ülkesidir.
EY ŞEHİR, ŞEHİR!
"Ey şehir, şehir! Bütün kentlerin gözbebeği! Bütün dünyada senden sözedilir. Dünyanın en yüce seyirliği, bütün kiliselerin sütannesi, iman beldesi, doğru inancın rehberi, eğitimin muhafızı, her iyiliğin haznesi. Sen ilahi öfkenin kupasından içtin ve daha önce beş kentin üstüne düşenlerden daha korkunç bir ateşçe ziyaret edildin."
Niketas Akominates, 1204, İstanbul
(4. Haçlı Seferi İstanbul'u yağmalarken)

DOĞU VE BATI

1204'te 4. Haçlı Seferi, Selçuklu baskısına karşı Bizans'a yardım bahanesiyle İstanbul'a girdi ve bu şehrin tarihinde görülmüş en korkunç kıyım ve yağmayı yaparak İstanbul'u bir harabe haline getirdi. Tonlarca altın ve eski eser saraylar ve kiliselerden yağmalandı, kilise mihraplarında rahibelerin ırzına geçildi.
O sıra İstanbul 500.000 nüfuslu dünyanın gözbebeği bir kentti; 250 yıl sonra Fatih'in fethettiği İstanbul ise 50.000 nüfuslu küçük ve cansız bir kent olacaktı. O görkemli günler gitmiş, İstanbul Latin istilasından sonra bir daha belini doğrultamamıştı.

Dine Karşı Din

Dine Karşı Din
İranlı büyük düşünür Ali Şeriati "İslam Sosyolojisi Üzerine" adlı kitabında Kuran'da bir garip kelime oyunu yapar: "İçinde 'Allah' kelimesi geçen ayetlerden 'Allah' kelimesini çıkarıp yerine 'halk' koyun; anlamda bir değişiklik olmaz", der. 

- - - - - - - - -
 
Darwinizm Batı muhafazakarlığının sıcak çatışma noktalarından biridir. Yıllardır ABD'nin birçok eyaletinde "okullarda Darwin'in evrim teorisi mi okutulsun; yoksa yaradılış teorisi mi okutulsun" tartışması sürer, yargıda davalar açılır; karşıt görüşün yasaklanmasına çalışılır; tartışma bitmez.

İSLAM VE İKTİSAT ÜZERİNE TARTIŞMA NOTLARI

İSLAM VE İKTİSAT ÜZERİNE TARTIŞMA NOTLARI

BBC World yapımı bir program: "Amerika'da İslam". Program kendi halinde Amerikalı Müslümanlardan (ülkemizde de ilgi ile karşılanan) komedi şovu "Allah Made Me Funny" ("Allah Beni Komik Yarattı")ya dek Amerikalı Müslüman hayatlar ve simaları ekrana getiriyor. Kaliforniyalı genç, yağız ve yakışıklı bir Müslüman son derece kendinden emin konuşuyor: "Amerika'nın hayalleri ile İslam'ın hayalleri arasında bir karşıtlık yoktur. İslam kapitalist bir dindir."

Bir Toplantı, Bir Alman Kasabası ve Bir Türkün Hatıraları





Bir Toplantı, Bir Alman Kasabası ve Bir Türkün Hatıraları


Eylül 2004 sonu Almanya’da, Wiesbaden yakınlarındaki küçük bir Alman kasabası olan Idstein’da Schiller Enstitüsü’nün düzenlediği “Tarihte Dönüm Noktası” adlı toplantıya katıldıydım.


Idstein, Ortaçağ’dan kalma, sivri kuleli şatoları, eski, damlarında rüzgâr horozu olan evleri ile adeta Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masal kitabının sayfalarından fırlamış sevimli bir Alman kasabasıydı.

Kasabanın belediye binasında düzenlenen ve üç gün süren toplantılarda sorunların ne kadar ortak olduğu, gelişmiş Avrupa’da bile bir yandan fakirliğin, işsizliğin ve sefaletin (özellikle Doğu Almanya’da) çirkin yüzünü gösterdiğini gördük. Yeni dünya düzeninden kimse memnun değildi. Ancak burada anlatacağımız başka bir izlenim.

Bir Bunalım Çağında Milletleşme: Nasyonalizm - Patriotizm


Bir Bunalım Çağında Milletleşme: Nasyonalizm - Patriotizm





21. yüzyılın ikinci yarısında siyasal tarihçiler tarafından Türk nasyonalizmi projesinin milletleşmede başarısızlık örnekleri arasında okutulacağı kesindir. Çünkü Türk nasyonalizmi o döneme varamamış ve çoktan tarih olmuş olacak; iki şekilde: Ya Türkiye bu projeyi terkedecek ve yerine “patriotizm”i ikame edecektir; ya da “nasyonalizm” ısrarı milli gerçeklerimizle çatıştıkça akıl dışı bir patlamayla bizi yıkıma götürecektir. Nasyonalizm nedir, patriotizm nedir?

Millet oluşturmada soy bağını esas alan nasyonalizm ideal anlatım ve uygulamasına Almanya’da kavuşur. 1750’lerden başlayarak Alman nasyonalistleri Alman milletinin birleşmesi gerektiğini, çünkü ortak atalara ve ortak törelere dayandığını, ortak bir dil konuştuğunu söylemiştir. (Friedrich Carl von Moser, Vom deutschen Nationalgeist, 1765, "Wir sind ein Volk von Einem Namen und Sprache unter Einem gemeinsamen Oberhaupt, unter Einerley Gesetzen, zu Einem gemeinschaftlichen grossen Interesse der Freyheit verbunden.") Alman romantiği Johann Gottfried von Herder’in (1744–1803) “Almanlık” mefhumu, Wilhelm von Humboldt’un buna ortak tarihi eklemesi, Johann Gottlieb Fichte’nin (1762-¬1814) “Alman Milletine Söylev”inde (Reden an die deutsche Nation) Alman dilinin önemini vurgulaması, bunların hepsi ortak bir soydan gelme ve bu nedenle bir millet oluşturma temeline dayanır.

EVRENSEL KURTULUŞ

EVRENSEL KURTULUŞ
GİRİŞ NOTU: Cennet'in kalıcı, cehennemin geçici olduğu ve birgün yok olacağı, dolayısıyla bütün yaratılmışların Tanrı'nın rahmetine kavuşacakları tezini işleyen Tatar asıllı ve Kazanlı İslam alimi Musa Carullah Bigiyev çok duyulmamıştır. Birbirinden ilginç eserleri hala günışığına çıkarılmaya muhtaçtır. Bu eserdeki ağır ve eski dil bundan 100 yıl önce kaleme alınması ile ilgilidir. Ancak içerik o kadar yenidir ki, insan bu satırların 100 yıl önce yazıldığına hayret eder.

Ricardo'nun Eşitlik Teoremi 

Dünya Gazetesi'nde çıkan eski bir yazıdan

Yarına Düşünceler - Ali İhsan Karacan

Günümüzde devletin iç borçlanması çoğu kez bazen siyasetçiler, bazen akademisyenler, bazen de işadamları tarafından resesyonun, işsizliğin, enflasyonun, yüksek faiz oranlarının, dış ticaret açıklarının ve ekonominin olumsuz işleyişinin başlıca nedeni olarak gösterilmektedir. Bunun temelinde çoğu kez Keynesyen yaklaşımları görüyoruz. Bir yandan borçtaki artışın kısa sürede ekonomiyi canlandırdığı düşünülürken diğer yandan kamunun fon için özel kesimle rekabetinin faizleri yükselttiği ve üretimin bileşimini değiştirdiği, uzun dönemde özellikle özel yatırımlar üzerinde “crowding out” etkisinin bulunduğu ileri sürülüyor.

İki kurbağa sut güğümüne düşmüşler
 
01-04-20-kurbaga.jpg (4772 bytes)İki kurbağa sut güğümüne düşmüşler. Birisi biraz çırpınmış ve bakmış ki kurtulma ümidi yok, kendini bırakmış ve boğularak ölmüş. Öbürü çırpınmaya devam etmiş. çırpınmış, çırpınmış, çırpınmış... Tam kollarındaki derman tükenecekken bir de bakmış ki süt, çırpınma nedeni ile, tereyağına dönüşmüş. Tereyağının üstüne çıkıp, bir sıçrayışta güğümden dışarı atlarken de düşünmüş, 'ikimiz birlikte çırpınsa idik daha mi erken kurtulurduk'.
çiçek kokulu çırpınan kurbağa Levent Tosun( ODTÜ-makina 70)


GLOBAL YAP-BOZ’UN YEDİ UYMAZ PARÇASI
 
Subcomandante Marcos, Çev: A. Altay Ünaltay

(Neoliberalizm Yapbozu: Ulusları Parçalayan ve Yokeden Faydasız Dünya Birliği)

Not: Yıllar önce yayınlanmış, ama öneminden birşey kaybetmemiş bir yazı.. 




Türkçe Çevirmenin Sunuşu:

“Cehenneme giden yol iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.”
İncil

Emiliano Zapata
Zapatista hareketinin neden globalizm karşıtı olduğunu ve aynı zamanda ulus devletin bütünlüğünü savunduğunu iyi anlayabilmek için bu hareketin oluşumuna giden olayları kısaca ele almak gerekir.


Adını yüzyıl başının efsanevi ihtilal kahramanı Emiliano Zapata’dan alan Zapatistalar kendilerini o ihtilalin takipçileri sayarlar. Yüzyıl başlarında E. Zapata ve Fransisco (Pancho) Villa gibi köylü kahramanları ezilen fakir köylünün haklarını korumak üzere isyan ettiler. İsyan başarıya ulaştı ve Meksika Cumhuriyeti ağalık düzenini kaldırarak toprak reformu yaptı. Köylülere işlenmek üzere toprak verildi; ama toprağın mülkiyeti devlette kaldı. Böylece köylünün topraklarını satması ya da kandırılarak elinden alınması engellenmek isteniyordu. Ağalık düzeni gereği zaten kendine ait olmayan bir toprak üzerinde yoksul bir hayat sürmeye alışmış Meksika köylüsü bu “yoksullukta eşitlik” devrimini hoş karşıladı. 

Kaybedilen Ateş İmtihanı (1)

İsrael Şamir
Çev: A. Altay Ünaltay

Allenby Caddesi'nin rengarenk eğlence yerlerinde , Tel Aviv'in zevkli gecelerinde kalabalık restoranlarda iken bir düş gördüm. Savaş elbiseleri giymiş bir melek bana geldi ve karşımdaki duvara üç kelime yazdı: Mene, Tekel ufarsin. Benim Melekçe-İngilizce sözlüğüm şöyle bir karşılık veriyor: İmtihandan geçtiniz ve kaybettiniz.

1 Şubat 2013 Cuma

SCIENTIA SACRA YAHUT KUTSAL BİLİM

SCIENTIA SACRA YAHUT KUTSAL BİLİM

Seyyid Hüseyin Nasr

Türkçesi
Yusuf Yazar

İyi din fıtri hikmettir. Fıtri hikmetin şekil ve erdemleri, bizzat o hikmetle aynıdır.
                                                                                     Dênkard

Herşeyi bilme imkanı ebedi olarak kalbimizde mevcuttur
                                                                  Tipitaka
Scientia sacra, her vahyin özünde bulunan şeyden ve geleneği kuşatan ve tanımlayan dairenin merkezinden başka birşey değildir. Kendisini ortaya koyan ilk soru, böyle bir bilgiyi edinmenin nasıl mümkün olduğudur. Geleneğin cevabı, bu bilginin ikiz kaynağının vahiy ve taakkul (intellection) ya da kalbin ve ruhun işrakında müdahil olan entellektüel sezgi olduğudur ve bu tadılan ve yaşayan hazır bilginin (İslam geleneğinde el-ilmu'l-huzûrî olarak ifadelendirilmiştir) kişide var olduğudur.1 İnsan bilebilir ve bu bilgi gerçekliğin bazı yanlarına tekabül eder. Nihai anlamda, bilgi Mutlak Gerçeklik bilgisidir ve akıl (Intelligence) bu harikulade bilebilme hediyesine sahiptir ve bu varolmanın bir kısmıdır.2