Terminolojiye dair bir not: Burada
"Kutsal" Türkçedeki "Kut" ya da onun bir türevi
anlamında kullanılmamış; Batı dillerindeki "Sanctus"
("sancire" ya da "sanctio"dan türetme: "buyruk",
"kanun", "buyurma") ya da "Sacrament"
("sacrare"den türetme: ayırmak, mahkum etmek, ya da
kutsallaştırmak) karşılığı alınmıştır.
Kutsaldan bahsetmek nedense bende hep
bir mayın tarlasına girmiş olmanın ürpertisini uyandırmıştır.
İnsanın uzak durması gereken bir alan belki; ama ne yazık ki
müspet duygulardan çok (sevgi, saygı gibi) menfi duygular
(başına dert almak) nedeniyle.. Bir de Aşk var tabii ki. Sonuç
itibariyle Kutsal’dan daha az tehlikeli sayılmaz. Ama neden
Kutsal’la arasında gerilim olan insan Aşk’a teslim olmak için
içinde tuhaf bir istek hisseder? 19. - 20. yüzyıllar (sonuçları
ne kadar tartışılırsa tartışılsın) aklın ve müspet bilimin
insana, topluma ve dünyaya egemen oluşu ile damgalanmıştır. Bu
bağlamda dünyada birçok şey geriye dönüşsüz olarak değişmiş
olup, inanç ve kanaatlerimiz de bundan etkilendi.