arama

S I T E - I Ç I - A R A M A :
https://www.google.com/cse

yeni yazı gelince haberdar olun..

sayfayi
izle
it's private
powered by
ChangeDetection

3 Haziran 2014 Salı

Sağ Siyasi Düşüncede Millet – Devlet Problematiği: Hegelci Bir Yaklaşım Denemesi


Padişahım,bir dirahta döndü kim güya vatan
Daima bir baltadan bir şahı hali kalmıyor
Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi
Gitgide zulmetmeye elde ahali kalmıyor!


Şair Eşref

Sağ siyasi düşüncede millet ve devlet meselesi, sol siyasi yaklaşımlardaki gibi uzun yıllardır düşünen zihinleri yoran bir arayışın konusudur. Sol siyasi literatürde devleti, istisnai haller dışında, toplumu tahakkümü altına alan bir azınlık zümrenin baskı mekanizması gibi görme, ve dolayısıyla karşı çıkma eğilimlerine sağ siyasi literatürde rastlanmaz. İkincinin bakış açısından devlet, milletin organize hali olup, millet içinden ve millet adına çıkmıştır. Bu görüş sahipleri bir devlet – millet ayrılığına, (sol siyasi literatürdeki toplum – iktidar çelişkisi gibi) inanmadıklarından, hatta bu ikisini birbirinden ayrı varlıklar olarak görmediklerinden, hoşlanılmayan bir iktidarın siyasetine dahi tepkiler çok daha yumuşak ve itaatkardır. Bu tavrın toplumda dengeleri korumak, geleneği gözetmek, çatışmaları yumuşatmak gibi faydaları olsa da, yeteneksiz ya da kendi menfaatini gözeten bir zümreyi kayıran bir iktidarın toplumda yolaçacağı kargaşayı engellemede yetersiz kaldığı, bu nevi baskı ve zulme iyi- kötü, doğru- yanlış sol siyasi kesimlerin tepki gösterdiği görülmektedir. Oysa toplumu bozan ve menfaatini korumayan baskıcı bir yönetimi millet adına uyarmak, gerekirse haddini bildirmek herkesin görevidir. Ünlü tarihi vakıadır: “ey Müslümanlar ben haktan saparsam ne yaparsınız?” Diye cuma hutbesinde soran halife Ömer'e ayağa kalkan bir Müslüman kılıcını göstererek “seni bununla yola getiririz” demiş, halife bundan çok memnun olarak Allah'a şükretmiştir.